Merhaba Sevgili Dostlar
Yıllar içerisinde ben anladım ki hayaller gerçek olması için kurulur. Ve yine şunu anladım ki her ihtilalin her radikal atılımların önce fikri, hayali safhası oluşur.
İşte ben bu nedenden dolayı hayal kurmaktan hiç korkmuyorum, bazen hayallerimin gerçeğe dönüşeceğinden şüphe duysam dahi, bazı şeyleri hayal etmeden geri kalmıyorum… Belki bir gün hayallerim gerçeğe dönüşür ümidiyle yaşıyorum. Benim öyle hayallerim var ki gerçeğe dönüşmek için gün sayar, ümitle gerçeğe dönüşeceği anı bekler.
Şimdi hayallerimi sizlerle paylaşacağım. Sizlerle beraber hayal kuracağım. Belki hayallerimiz gerçeğe dönüşür… Ne dersiniz?
Bir köy hayal ediyorum. İnsanları çok çalışkan, çok kanaatkâr. Daha gün doğmadan tarlalara, bağa, bahçelere gitmek için yollara düşer. Hiçbir iş yıldıramaz onları. Çalışmak ibadettir, alın teri kutsaldır onlar için. Ekmeklerini topraktan çıkarırlar. Alın teri ile toprağı yoğururlar adeta. Sonra da yüce yaratıcının güneşinde pişirirler. Haram nedir bilmezler, her zaman helal lokma peşinde koşarlar.
Koca koca tarlaları el birliği ile ekerler, biçerler, hasat ederler. Kavga gürültü, kin, nefret yoktur onlarda. Kuşlar kurtlar aç kalmaz hiç bu diyarda… Herkeste bir tebessüm herkeste bir iç huzur…
Ezan vakti camileri doldururlar. Yardımlaşma, komşuluk, misafirperverlik onlar için yaratılmıştır sanki.
Çocuklar sokaklarda oynaşırlar hep birlikte. Aileler kenetlenmiş birbirine, büyüklere saygı küçüklere şefkat en büyük erdem. Kızlar ilmek ilmek çeyizlerini hazırlamada. Nineler ninniler söylemede torunlara. Anneler babalar, ebeler, dedeler torunlar hep bir arada, her biri karıncayı incitmekten sakınmada. Herkes işinde, gücünde, toplum tarağın dişleri gibi nizami durmada, sanki zincirin halkaları gibi birbirine geçmiş durumda.
Bir kent hayal ediyorum şimdi. Sokakları pırıl, pırıl tozun, kirliliğin zerresi yok. Yolları dümdüz her şey nizami, eğrilikten eser yok. Binaları ışıl, ışıl cumbalı, kemerli balkonlar, önlerinden bahçeler, bahçelerde mis gibi kokan manolyalar, hanım elleri, güller, menekşeler, … Her evin önü sanki cennetten bir köşe…
Etrafta ne çöp var ne en ufak gözü tırmalayan bir şey, her şey ahenk içinde sanki ruhlarda açan bir çiçek.
Sabahlar ezan sesiyle dirilmede halk. İnsanlar gürül gürül camilere dolmakta. Kahvaltısını yapan halk arı gibi erkenden işyerlerine koşmakta. İnsanları çalışkan, insanları dört elle işlerine sarılmada her şeyin en iyisini yapmak için sanki bir yarış havasında.
Yüzlerde tebessüm alınlarda nur hiç kimse kimsenin hakkına göz koymamakta. Bu halkta ne kin ne nefret; sanki içlerinde yaşıyor küçük bir cennet. Gençler ilim tahsil etmede. Öğrendikleri yüzlerine yansımakta genç ve dinamik zekâlarıyla her gün ülkenin geleceği için çalışmakta. İnsanları hoşgörülü insanları güler yüzlü, selam vermede herkes birbirine, hiç kimse kardeşini kırmamakta, herkes azami kul hakkına riayet etmede. Gürültü, patırtı, kavga, asla yok. İnsanlarda eğrilikten eser yok. Eşler arasında ne büyük nezaket, çocuklar sanki onlara en büyük emanet. Evde herkes görevini en iyi şekilde yapmakta, hiçbir zaman israfı olmamakta. Bu şehirde kütüphaneler var koca koca, insanlar akın akın kütüphaneler koşmakta. Akşamları kitap okur tüm aile, çay saatinde sohbetler edilmekte. Dedeler, nineler, torunlar hep birlikte; nede güzel eğlenmekte. Bu hanelerde hiçbir şey israf olmaz, sevgi saygı asla eksik olmaz. Çünkü küçük büyük herkes İslam’ın nuruyla yoğrulmakta, insanlar sadece bu dünya için değil, ebedi hayatı için de çalışmakta.
Haydi, kaldığım yerden devam edin lütfen… Devam edin ki hayallerimiz gerçeğe dokunsun inşallah…
Not: Hayallerim kelimelerle, bu küçücük sayfalara sığmayacak kadar geniş… Yazıyla ancak bu kadar ifade edebildim… Eksiği kusuru var ise affola…
Sevgi ve saygılarımla…
Ali HANLI 07-02-2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder